19 Ekim 2016 Çarşamba

Üstün zekalı, üstün yetenekli çocuklar (3) ... Gifted and Talented Children 3


                                                                                                       Ağustos 2016 /Baby&You

 ‘Üstün zeka veya yeteneği; bir davranış, başarı ve performans  olarak gören bir okul sistemi, son derece yetenekli çocukları saptamak ve onlara ihtiyaçlarını vermek konusunda bir hayvanat bahçesinin yaklaşımından öteye gidemez.’
                                                                                                                                             Stephanie Tolan

O bir çita mı?

Beni çok etkileyen bir makaleyi özetleyerek başlamak istiyorum. İsteyenler linkten makalenin orjinalini okuyabilirler. (Is It a Cheetah? www.stephanietolan.com )

‘Çitalar yeryüzünün en hızlı hayvanıdır. Bir çitanın hızı saatte 120 km’yi bulabiliyor. Tabi ki maksimum hızında koşabilmesi için belli koşulların sağlanmış olması gerekli. Çita sağlıklı, iyi besleniyor ve dinlenmiş olmalı. Koşabileceği yeterli büyüklükte alanı olmalı. En hızlı koşusunu sergilemek için motivasyonu olmalı. Aç olmalı ve mesela peşinden koşacağı bir antilop olmalı...

Bu çita bir kafese konulsa, saatte 120 km hızla koşabilir mi? Peki, o hala bir çita mıdır?

Eğer bu çitanın peşinden koşacağı antilop yerine tavşanlar varsa, tavşanı yakalamak için saatte 120 km hızla koşması gerekir mi? Aç bir çita bile, avı sadece tavşan ise tavşanı yakalayacak hızda koşar. Peki, o hala bir çita mıdır?

Eğer bu çita bir hayvanat bahçesinde yaşıyorsa, hatta hiç koşmuyordur! Peki, o hala bir çita mıdır?

Ya hasta ise, ayakları kırılmış ise?.. Yürüyemiyor bile... Peki, o hala bir çita mıdır?

Çita, sadece 6 haftalık. Henüz saatte 120 km hızla koşamıyor. Eğer öyleyse, o bir çita değil de, sadece bir potansiyel çita mıdır?’


Uzmanlar diyor ki ‘başarı’ odaklı seçim çoğu zaman ‘çitaları’ dışarıda bırakır. Gerçekten zenginleştirilmiş eğitime ihtiyaç duyan, bu konuda açlık çeken çocuklar bir kafeste kapalı kalır. Bu noktada başarının tanımının nasıl yapıldığı çok önemli. Başarı antilobu yakalamak mı? Tavşanı yakalamak mı? Kaplumbağayı yakalamak mı? Hele ki konu kaplumbağayı yakalamak olursa çitanın değil koşmak, ayağının ucunu bile kımıldatmayacağı unutulmamalıdır.

Çitalar ile ilgili az bildiğimiz diğer bir gerçek... ‘Çitalar hızlı koşsa da, av girişimlerinin yalnızca yarısında başarılı olur. Çitalar, sahip oldukları hızlı koşma yeteneğini hafif, ince kemiklerine borçludur. Bu nedenle çitalar, avını yerken aslan, sırtlan gibi yırtıcı hayvanlar gelirse o bölgeden çekilerek avını orada bırakır. Çünkü sırtlanların çeneleri çok kuvvetlidir. Çitanın ince, narin kemikleri bu güce dayanamaz.’ Tıpkı farkındalıkları son derece güçlü, hassasiyetleri son derece yüksek, kırılgan bu özel çocuklar gibi. Onları sırtlanlardan hayatları boyunca koruyamayız elbette, ama hiç olmazsa onların sırtlanları farkında olmadan biz olmayalım.  

Geçen ayki yazımızda değinmiştik... Malesef toplumun  zeka ve yetenekler alanında %5’lik en üst diliminde olan bu çocukların yarısından çocuğu okulda başarılı olmuyor.

Gerçek şu ki bu çocukların çoğunluğu seçici başarı gösteriyor. Başarısız adledildikleri alanlar, belli bir konu ya da duruma göre değişiyor. Uzmanlar bu çocuklara ‘başarısız’ demek yerine ‘seçici’ demenin çok daha doğru olduğunun altını çiziyor.


Çözüm, çeşitlendirilmiş, zenginleştirilmiş eğitim...

 ‘Pek çok okul toplum içinde yaşayabilmeye olanak sağlayan yetenekleri geliştirmek üzerinde çalışıyor, toplumu yeniden yapılandıracak, şekillendirecek yetenekleri değil.’ (www.nagc.org; National Association for Gifted Children; Washington, DC, 2001)

Üstün zekalı, üstün yetenekli çocuklar, genellikle akademik programın bazı bölümlerini çoktan biliyor olarak sınıfa geliyor. Bu çocuklar sıkılmaktan şikayetçiyken, öğretmenler de, ‘Aktivitesini tamamlamıyor, dikkati dağılıyor...’ kısır döngüsünde kaybolup gidiyor.

Konuyu zaten bilen veya çok kısa zamanda kavrayıp bitiren bir çocuk...  Bütün gün, bütün hafta boyunca kuru bir sırada oturup ona artık hiç cazip gelmeyen bir şeyin üstünde yeniden yeniden çalışması beklenen, çok ama çok sıkılan bir çocuk... Bu çocuğa aynı konu ile ilgili daha zengin, daha derin malzemeler verilemez mi? Bu konu ile ilgili özel projeler üstünde çalışması istenemez mi? Çocuklar kimi zaman seviyelerine göre gruplara ayrılıp konunun farklı boyutlarında çalışmalar yapamazlar mı? Sıkılma sorunu ortadan kalkmaz mı? Bundan bütün sınıf faydalanmaz mı?..

Aslında bu çocuklarda eğitim alanındaki sıkıntılar okulöncesi dönemlerde kendini görtermeye başlıyor. ‘Kutu kutu pense, elmamı yerse...’ ya da havalı özel okullardaki ‘Mary had a little lamp...’ yeterli gelmiyor. Konu uzay falan olduğu zaman ya da özel bir proje olduğunda, çocukta bir ilgi patlaması oluyor. Sonra memleketimizde hızla başlayıp aynı hızda sona eren konular ve bir sonraki konu ile bir önceki arasındaki bağlantının hak getirmesi gizli bir emir olduğu için heyecanları pek bir çabuk sönüp gidiyor.

Üstün zekanın en kolay fark edilmesini sağlayan göstergelerden biri erken yaşta  ve özellikle öğretilmeden okumaya başlamak. Peki okumayı bilerek ilkokula başlayan çocuklar için okuma derslerinde ne yapılıyor? Farklı hiçbir şey!!! ‘E-ce, tel-le E-ce tel-le... E-ce, Lal el e-le...’

 Zannederdim ki 1. sınıf sadece böyle olur. Olmak zorunda değilmiş, dünyanın sıcak ucunda öğrendim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

merkur casino bonus no deposit
merkur casino bonus 바카라 사이트 no deposit - online casinos with the bonus codes, free spins no deposit, merkur casino bonus no 메리트카지노 deposit - online casinos with the choegocasino bonus codes,