19 Ekim 2016 Çarşamba

Üstün zekalı, üstün yetenekli çocuklar 2... Gifted and Talented Children 2


                                                                                        Temmuz 2016 / Baby&You
‘Okullar çocukları eşitleyemez, okullar sadece fırsatları eşitleyebilir. Bazı çocuklara kapasitelerinin tamamını kullanma fırsatı verilirken, diğerleri  için kapasitelerinin sadece bir bölümünü çalıştırabilecekleri bir okul ortamı son derece adaletsiz değil midir?..’

(The Child, His Nature and Hid Needs, Leta Stetter Hollingworth) 

Geçen sayımızda üstün zekalı , üstün yetenekli çocukların fark edilmesinin önemine ve öğretmenlerin oynadığı kilit role değindik.  

Akıllara şu soruların gelmesi çok doğal:

-          Ya öğrencim, çocuğum testlerde potansiyelini gösteremiyorsa?..  Sonuçta IQ testi denilen kavram 1-2 saat dilimine sığdırılmış bir sınav.

-          Ya öğrencim, çocuğum son derece içine kapanık, utangaç bir çocuksa?  Bir odaya girip, bir yabancının  ‘Hadi bakalım, şu blokları şekle göre yap, şu kodları çöz?..’ sorularına, süre tık tık işlerken ‘Evet, işte beklediğim fırsat! Dünyaya kendimi göstermem gerekli, farkındayım. Beynimin ‘on düğmesini açıyorum veee başlıyorum...’ diye katılmıyorsa?..

-          Ya çocuğun ana dilinde değilse bu testler?..

-          Çocuğun okuma-yazma konusunda farklılığı, özel durumu varsa (disleksi, vs...)?

-          Biliyoruz ki IQ testlerinde bazı bölümler özellikle 8 yaşından sonra kültürel temalara yönelik sorular. Dolayısı ile testin çocuğun kendi dilinde ve kendi kültürüne yönelik olarak yapılması çok önemli.

-          Ve... tabi ki eline her IQ testi alan kişi bu testi uygulayamaz. Psikoloji eğitimi almış ve bu alanda uzmanlaşmış olmak gerekli. Çünkü iş, çocuğun cevaplarını cevap kağıdına işlemek ile bitmiyor.

İşte zaten tek başına bu testler her zaman yeterli olmadığı için ülkeler öğretmenlerini üstün zekalı ve yetenekli çocukları saptamaları konusunda eğitiyor. Mesela Amerika Birleşik Devletleri’nde Hispanik kökenli çocuklarda üstün zekanın standart IQ testleri ile saptanması çok zor. Bu çocukların anadili İspanyolca, farklı bir kültürden geliyorlar. Anadili İngilizce olan çocuklara göre standart testlerde pek fazla şansları olmayacağı düşünülerek, Hispanik kökenli çocuklarda üstün zeka ve yeteneğin fark edilebilmesi ile ilgili olarak öğretmenler eğitiliyor. Özellikle bu çocukların yoğun olarak yaşadığı eyaletlerde devletin bu konuda bütçesi, programları ve destek mekanizmaları var.

Sonuçta hangi ülkede olursanız olun öğretmenin rolü çok önemli.  Bir kitap okuyorum... Diyor ki ‘Her öğretmenin sınıfında böyle bir çocuğun olmasından mutluluk duyacağı yanılgısına kapılmayın. Unutmayın ki bu çocuklar öğretmenin üzerinde ekstra yük olabilir. Belki öğretmen bu çocuklar karşısında kendini farkında olarak ya da olmayarak eksik hissediyor ve bu çocuklara karşı devamlı savunmada oluyor...’

Bu noktada anne-babalara çok önemli sorumluluklar düşüyor.  Çocuklarımız o kadar değerli ki, eğitimleri, gözü kapalı olarak başkalarının eline bırakılamayacak kadar önemli.

Üstün yetenekli, üstün zekalı çocukların gerçekleri ...

Fazlası ile hassaslık, yüksek düzeyde farkındalık, yaratıcılık için içten gelen bir zorunluluk...

Kompleksiteye duyulan açlık... (Bu çocuklar etraflarındaki, dünyadaki kompleksiteleri fark eder... Pek çoğumuzun hayatını karartan kompleksiteler onlar için ilginç ve anlamlıdır.)

Gerçek kalitenin bilincinde oldukları için engel olamadıkları, onları da etraflarını da çok yoran mükemmelliyetçilikleri...

Söylenmeyen, ima edilen, bir bakışta gizlenmiş mesajları okumak konusunda Allah vergisi bir hassasiyet...

Bu çocuklar ile çalışan uzmanların ortak olarak söyledikleri...

Özellikle had safhada mükemmelliyetçi olanlarda, eğitimcilerin veya ailelerin imaları onların kendilerine olan güvenlerinde onarılmaz yaralar açabilir. Ne acıdır ki bunca zeka ve yeteneğe karşı bu çocukların çok büyük bölümü çok güvenli değildir.

Bu çocuklar kendilerini çok iyi gizleyebilir.

İlginçtir ki toplumun  zeka ve yetenekler alanında %5’lik en üst diliminde olan bu çocukların malesef  yarısından çocuğu okulda başarılı değildir.

Demek ki sadece fark etmek, seçmek de yetmiyor... ‘Farkındayım sınıfımda üstün zekalı bir çocuk var. Ama yapacak bir şeyim yok, bu konuda okulumda bir çalışma yok.’ diyecek son derece iyi niyetli ve çaresiz öğretmenlerimiz de var. Bu konuda farkındalığı arttırtmak, bol bol tatil yazısından sıkılıp başka konular okumak isteyen anne-babalar için bir sonraki sayımızı takip edin lütfen...


Hiç yorum yok: