Oğuz,
Dubai’ye bir kaç defa tatile gitmişti. Dubai’yi pek bir sever. Küçücükken
Dubai’nin ‘Arap Kralı’nın Dubai’ye gelen ve annesinin sözünü çok güzel dinleyen
çocuklar için gönderdiği çilekli sütleri içmeyi de pek severdi. Denizi sever,
kumsalı sever, deveye binmeyi, akvaryumları gezmeyi... Ama Dubai dönüp dolaşıp,
babanın işi nedeni ile taşınılacak bir ülke olunca işler değişti...
Baba ısrarla Oğuz ile konuşmayı kendisi yapmak istediğini söylemiş
ve annenin müdahale etmemesi konusunda çok ciddi uyarısını yapmıştı. Son ana
kadar Oğuz’a taşınma işini söylemeyip, çocuk için uzunca bir belirsizlik olmasın
diye beklemiştik.
Son an? Ertesi gün Dubai’ye
gidilecek ve anne ve babanın daha önce gidip onlarca okul arasından seçtiği 4
okulun sınavına girecek.
Oğuz, geçen yıl 5 yaşında ilkokula başladığı için Dubai’de hiç bir
okul, 2. sınıftan devam etmesini kabul etmiyor. Dubai’de ilkokul 1’e başlamak
için 1 Eylül itibarı ile 6 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor. Oğuz, 15 Eylül 2009 doğumlu olunca 15 gün ile
anaokulu kapsamına giriyor. ‘Bu yaş çocuğu ilkokulu yapamaz. İlkokul 1 için
bile sınav ve mülakat yapmamız gerekir.’ deyince okullar, anne devreye giriyor.
‘Bu çocuk ilkokul 1. sınıfı zaten bitirdi. Madem çocuğu ta İstanbul’dan sırf
okul sınavları için Dubai’ye getireceğiz, ilkokul 2 için sınav yapın, hangisini
geçerse o sınıftan başlasın.
Baba: ‘Oğuz, sen Dubai’yi seviyor musun?’
Oğuz: ‘Eveeeeet. Çok, hem
de çook.’
Baba: ‘Ben de çok seviyorum Dubai’yi. Hem de sana çok güzel
haberlerim var. Baban, çok güzel bir işe başlayacak Dubai’de.’
Oğuz: ‘Dubai’ye mi yaşınıyoruz?’
Baba: ‘Evet, ne kadar güzel değil mi?’
Oğuz’un
önce dudaklar titrer, sonra yanaklardan yaşlar boşanır... ‘Dubai’ye taşınmak istemiyorum!’
Oğuz
ağladığı için çok şaşırmış, donakalmış babamıza sonra soruyorum. ‘Ne
bekliyordun? Babacığım, böyle güzel bir görevi aldığın için seni çok tebrik
ediyorum, falan mı?’ Anlaşılan babamızın gerçekten de böyle naif bir beklentisi
varmış.
Baba, Oğuz’a sarılır, onun da dudaklar titreyip gözler dolmaya
başlar.
(Daha biz
okulla ilgili hiçbir şey demeden) Oğuz: Okula Dubai’de mi gideceğim?
Oğuz artık
hüngür hüngür ağlamaya başlar... ‘Ben arkadaşlarımla okula gitmek
istiyorum. Dubai’ye taşınmak istemiyorum.’
Baba: ‘Evet oğlum, ama bak ne güzel orada bir evimiz olacak, kışın
bile denize gireceğiz...’
Oğuz: ‘Ben bu evimi çoook seviyoruuum... Televizyonumu, banyomu,
oyuncaklarımı çook seviyorum. Duvardaki resimlerim de mi başkasının olacak?’
Baba, Oğuz sarılır ve çok acıklı bir Türk filmi sahnesini yeniden
çekerler.
Anne, müdahale etmeme yasağını çiğneyip durumu ele alır: ‘Televizyonun,
resimlerin, oyuncakların yine senin. Onları da götüreceksin.’Oğuz’un çoook
sevdiği bir kız arkadaşının Dubai’de de evi var. ‘Bak Alya ile buluşursun
Dubai’de. Mustafa’nın teyzesi de Dubai’ye taşındı, Mustafa onu ziyarete
gittiğinde senin evine gelir. Kerim de Dubai’yi çok seviyor...Arkadaşlarını
davet edersin. Kışları Dubai’de yazları da İstanbul’da buluşursunuz.’deyince
anne, Oğuz açılmaya başlar. ‘Benim evimde kalabilirler mi?’
Anne: ‘Tabi ki. Evimizi de sen seçersin, arabayı sen seçersin,
dünyanın en güzel kaydırakları Dubai’de... Sonra okulunu da kendin seçersin. Yarın
Dubai’ye gidince okullara götürelim seni. Hangisini beğeneceksin bakalım?’
Baba, müdahalesi için anneye teşekkür eder, ertesi gün Dubai’ye
gidilir. Ve Oğuz ard arda 4 gün boyunca hayatının ilk sınavlarına girer...
Anneanne dün akşam soruyor. ‘Oğuz nasıldı, neler sordular
okullardaki sınavlarda?’
Oğuz: Sınav yapmadılar ki ödev yaptırdılar, matematik ve
İngilizce. Bir de futboldan falan konuşmuşlar. Galatasaray, Barcelona ve
Brezilya’yı tuttuğunu söylemiş.
Bütün okullardan ilkokul 2 için kabul gören akıllı oğlum...
Kıravat takmamak uğruna üniforması en sevimli olan İsviçre
Uluslararası Bilim Okulu’nu seçen oğlum... ‘Olsun Fransızca öğrenirim, yeter ki
kıravat olmasın!’ diyen oğlum... Bir diğer okulu logosu ejderha diye beğenen,
ama kıravat ve siyah ayakkabı zorunluluğunu duyunca hemen vazgeçen oğlum...
Bir başka okulda... ‘Şimdi 1.5 saatlik bir sınava gireceksin.’ diye
eliden tutup onu götüren uyuz kıza bile hayır demeden tıpış tıpış giden görev
adamı, uyumlu oğlum... Biz babası ile stresle dışarıda beklerken, binbir dua
gönderirken ve hele ki sınavın bilgisayar ortamında olduğunu son anda öğrenip
stres olurken... 1,5 saat sonunda büyük bir sevinçle yanımıza gelen ve ‘sınav
(onun deyimi ile ödev) laptopta ve hem de mouse bile vardı’ diye büyük bir
sevinçle yanımıza gelen oğlum...
Neler sordular dediğimizde ‘mesela 300+400, matematikler, 2’şer
2’şer saymalar, İngilizce şeyler yazma, okuma
falan...’ diyen oğlum. ‘Heee, bir de 3’er 3’er sayma vardı, onu
öğrenmemiştik Açı okulumda ama içimden sayarak yaptım.’ diyen oğlum... Yolun
açık olsun.
Dubai’den hayatımızı sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz... Herkese
iyi tatiller...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder