Dubai’de
tüm okullar, KHDA (Knowledge and Human Development Authority / Bilgi ve İnsan
Geliştirme Merkezi) tarafından denetleniyor ve herkese açık bir şekilde okullar
notlandırılıyor... Beklentinin üstünde, iyi, beklentiyi karşılıyor, beklentiyi
karşılamıyor...
Her okulda KHDA’nın bir masası var. Hatta bizim okulumuzda öyle
orta bir yerde ki, görmemen, görünmemen, gözlerinden bir şey kaçması mümkün
değil. Geçenlerde zorunlu bir kontrat
imzaladık. Taraflar; veli, okul ve KHDA (yani devlet).
Kontratın pek çok ilginç ve son derece bağlayıcı detaylarının
arasında şu madde benim çok ilgimi çekti.
-
Çocuğu ile ilgili herhangi bir psikolojik,
zihinsel vs sorunu olan veli, kayıt sırasında okula durumu bildirmek
zorundadır. Böyle bir bilgiyi sakladığı ortaya çıkar ise veliden çocuğunu
okuldan alması istenebilir. (Yanlış anlamalara sebebiyet vermemek adına, okul
bu bilgiyi size kayıtta soruyor zaten ve bünyesinde özel destek birimi olduğunu
da söylüyor. Özel durumu olan eğitim alamaz anlamında anlaşılmasın.)
-
Zorbalığa karşı 0 (sıfır) tolerans. (Zorbalığın
alanı son derece geniş tutulmuş: Duygusal zorbalık, fiziksel zorbalık, okul
sınırları içinde, okul otobüsünde, okulla ilgili aktivitelerde ve hatta sosyal
medyada zorbalığa sıfır tolerans)
-
Ellerini kendine sakla.
‘Kontrat olsa ne olur, olmasa ne olur, bu maddeler yazsa ne olur,
yazmasa ne olur?’ demeyin. Adamı hoplatıyorlar.
Eğer çocuğunuz zorbalıkla ilgili bir sorun yaşıyor ise...
Önce öğretmen, çözemezse müdür, daha olmadı okulun yönetim kurulu.
Duyuna kalma vs... mevzu bahis değil. Her bir birimin sorunu çözmek için ‘5 iş
günü’ süresi var. Zamana bırakma, üstünü örtme dürtüsü insanın hamurunda olduğu
için ve uzayan süre mağduriyeti arttıracağı ve eğitim kalitesini etkileyeceği
için gayet net çözüm süresi konmuş. Her bir sorumlu birim için maksimum 5 iş günü.
Adam olan, işini yapan, yapmak isteyen çözer.
Geçen yıl sevgili blogger annelerle bir sohbete katıldım. Aman
Allah’ım okullarda ne zorbalık hikayeleri, ne dehşet hikayeleri... Beceriksiz,
umursamaz öğretmenler, kendini sağlama
alma çabasındaki okul yönetimleri... Devlet okulları, özel okullar fark etmeden hikayeler hep aynı...
Memleketin meclisinde yumrukların konuşması normal olunca
çocukların birbirlerini saçlarından sürüklemesi, kafalarını yere vurup burnunu
kanatması ‘çocuktur...’ dan öteye gidemiyor nedense.
Geçen yıl ve önceki yıllarda bizim okulumuzda da vardı, hala da
devam ediyor (muş) böyle bir vak’a. Okul çocuğu atamıyor, çünkü ‘özel durumu’
var; aile mahkemeye verirse kazanıyor (muş). Çocuk öfke nöbetlerine kapılıyor, öğretmen
dövüyor, arkadaş dövüyor, gözüne kestirdiğinin boynuna sarılıp boğarcasına
sıkıyor. ‘Özel durum’ kapsamında yok efendim duyu bütünlemesi, ilkokul
çocuğundan imza almalar vs gibi geyikler
yapılıyor. Çocuk sınıfta sandalyesini duvara fırlatıyor, kalkıp sınıfın
ortasına çişini yapıyor, çocukların kafasına vuruyor,çocukların burunları
kanıyor, okul aileye haber vermiyor, ‘düştü, kaza oldu’ falan diyor. Rehberlik,
akıllara ziyan. Sınırı her aşan çocukta ‘O çocuğun da özel durumunu anlamak
lazım.’ diye başlıyor. Mağdurlar anlayacak, sabırlı olacak, mağduriyeti
kabullenecek. Rehberlik, çocuk çıldırınca ayaklarından sürüye sürüye bir sınıfa
kapatacak. İşini yapmış olacak. Bu yıllardır sürüyor...
Bu çocuğa, çok ama çok yazık... O kesin. Ben rehberlik bölüm
başkanı tarafından ayaklarından sürüklenişine, kafası tak tak merdivenlere vura
vura indirilişine kendim şahit oldum. Bizim çocuklarımız da defalarca şahit
oldu. Durum artık normal oldu. Anneye de çok sabır, ama biraz da izan. Çocuğumu
kabul ettirebildiğim bir özel okul buldum, bütün bunlara göz yumarım demek çok
acı değil mi? Peki ya diğer çocukların durumu? Diğer çocuklara da çok ama çok
yazık değil mi?
Bir krallıkta mı yaşamanız lazım çocuğunuzun güven içinde okula
gidip geldiğinden emin olmak için. Hiç olmazsa başvuracağınız bir merci
olduğunu bilmek için. Bir şeyhin görevlisinin okullarda illa ki masasının mı
olması lazım okulların ‘sorumlu’ olduklarının bilincinde olmaları için?.. Böyle
bir kontrat, ucunda da ciddi yaptırımlar mı olması lazım okulların
öğretmenlerini bilinçli, duyarlı, yetkin, çözüm odaklı seçmesi ve bu yönde eğitmesi
için.
Zorbalığa karşı tolerans 0 (sıfır)’dır, eğer zorbalığı önlemek
istiyorsanız. O tolerans 0,5 oldu mu, ama’lar başladı mı, bu sistem işlemez,
ona eğitim denmez.
Sadece zorbalık konusunda değil tabi ki eğitim ve öğretimin
herhangi bir alanında okul ve veli anlaşmazlığa düştüğünde velilerin ya da
okulun KHDA’ya başvurup çözüm isteme hakkı var. Compliance and Resolution
Commission (Uyum ve Çözüm Komisyonu)... Bu komisyonun, devletin bir ayağı
olduğu düşünülünce aldığı tüm kararlar herkesi bağlayacağı aşikar. Kimsenin
ihtiyacı olmasın yeter ki bu aşamalara, ama böyle bir kurumun olduğunu bilmek
bile bence okulları daha ciddi hareket etmeye yönlendirmeye yetiyor.
Ve... son sözü KHDA söyler.
‘Okullar tehlikelerden uzak ve duygusal olarak güvenli bir ortam
sağlamak zorundadır.’