Geçen yıl okul arayışlarımız sırasında pek pahalı, pek ünlü okullardaki müziğe yaklaşımdan bahsetmiştim. En iyisinde haftada 1 saat dışarıdan müzik öğretmeni geliyor...Sınıflar balık istifi birleştiriliyor. Çocuğu tanımak, yeteneklerini keşfetmekle ilgili bir kaygının zaten olmadığı belli... ‘Peki ya benim çocuğum bir müzik dehası ise?’ ‘Özel bir yetenekleri varsa bunun fark edilmesi için çocuklar çok küçükmüş, ilkokula başlayınca ayrı müzik dersleri zaten olacakmış. Zaten 3-4 yaşta olabilecek müzik eğitimi, spor eğitimi belli...’ imiş! Bunu söyleyenler bu okulların müdürleri, anlayışlarının temsilcileri... Ve şöyle devam etmiştim o yazıda: Eminim bugün kimse Chopin’i tanıyor olmazdı; eğer Chopin, küçük çocukların müzik dersinde, el ele tutuşup şarkı mırıldanıp dönmesi ve Kutu Kutu Pense’nin ötesine geçmeleri konusunda hiçbir vizyonu olmayan bir eğitim anlayışına veya anneye sahip olsaydı. Chopin’in dehası keşfedildiğinde bir okul öncesi çocuğu idi...
Yeteneklerin erken yaşta keşfi elbette çok önemli. Fakat konu sadece deha çocukların erken yaşta keşfi değil... Her çocuğun fiziksel, ruhsal ve zihin gelişimi açısından etkin resim, müzik ve spor eğitimine ihtiyacı vardır. Lakin memleketimde sözde okul öncesi eğitimcilerinin pekçoğu insan beyninin nasıl çalıştığından, nasıl öğrendiğinden, nasıl geliştiğinden malesef bihaberdir. Bu nedenle memleketimin miniklerinin doğuda, batıda, varlıkta, yoklukta, ‘altın yılları’ hoyratça heba edilmektedir.
Beyin nasıl çalışıyor?
Beyindeki sinir hücrelerine nöron adı verilir. Nöronlar anne karnında gelişmeye başlar. Doğduğumuzda beynimizde milyonlarca nöron vardır ve bu nöronlar birbirleri ile bağlantı kurar. Bir sinir hücresi ile gelen bir bilginin diğer sinire, kasa veya salgı bezine aktarıldığı yere ‘sinaps’ adı verilir. Sinapsların artması öğrenme gelişiminde çok önemlidir. Sinapslar doğumu takip eden ilk aylarda ve yıllarda hızla artmakta ve şekilde de gördüğümüz gibi sinaps yoğunluğu zamanla azalmaktadır. Buradaki işleyişe nörologlar ‘kullan ya da kaybet’ der. Yani kullanılmayan bağlantılar budanmaktadır. Buradaki amaç var olanın hepsini tutmak değil, özellikle erken dönemde etkin eğitim programları ile çok sayıda bağlantılar kurulmasını sağlamaktır. Budama tesadüfe bırakılmayacak kadar önemlidir. Mutlaka amaca yönelik olmalıdır. Gelişmiş ülkelerde nöroeğitim çatısı altında ülkenin uzun vadeli hedeflerine, nasıl bir gelecek, nasıl bir yetenek havuzu istenildiğine göre eğitim sistemi şekillenmektedir.

Zaman İçinde Sinaps Yoğunluğu (Synapse Density Over Time Source: Corel, JL. The postnatal development of the human cerebral cortex. Cambridge, MA: Harvard University Press; 1975)
Beyin sağ ve sol yarımküreden oluşur; ama bir bütün halinde çalışır. Çocuk aktivitelerinin iki yarımküreye de hizmet edecek, faaliyete geçirecek şekilde olması son derece önemli. Beynin iki yarımküresinin de aynı anda çalışması zeka seviyesini yükseltmektedir. Malesef ülkemizde genellikle beynin sadece sol yarımküresini hedef alan bir eğitim-öğretim sistemi hakim. Sol beyin, daha çok metodoloji, mantık, matematik ağırlıklı iken; boyut, hacim değerlendirme, bilgiyi şekil ve hayal gücü ile işleme, yaratıcılık ise sağ beynin görevleri arasındadır. Dehalar üzerinde yapılan araştırmalar, beyinlerinin iki tarafını da etkin şekilde kullandıklarını gösteriyor. İki yarımkürenin bilgiyi işleyiş şekilleri de farklıdır. Beynin nasıl çalıştığını, nasıl geliştiğini bilince erken yaşta müzik eğitiminin önemi daha da ortaya çıkıyor.
Neden müzik?
Müzik deyince, özellikle okul öncesinde aklımıza sadece çocuk şarkıları öğrenmek geliyor. Oysa ses dinleme, ses ayırt etme, ses üretme, nefes açma, şarkı söyleme, yaratıcı hareket ve dans, ritim çalışmaları bir bütün olarak okul öncesi müzik eğitiminin bir parçası olmalı.
Ritim, hareket... ve şarkı söylemek düşünüldüğünden çok daha kompleks bir etkinlik. Pekçok duyu organının devreye girdiği, beynin iki tarafının da aynı anda çalıştığı bir aktivite. İki elini birbirine vurmak, bir davula iki sopa ile vurarak ses çıkartmak, aynı anda şarkı söyleyip dans etmek... hem sağ, hem sol beyni çalıştırıyor.
Müzik ile öğrenmek... Çocuklar kafiyeli tekrarlardan hoşlanır, bu tekrarlar öğrenmeyi zevkli ve kalıcı hale getirir.
Çocuklar müzik ile, rekabet ortamı olmadan bir grubun uyumlu bir parçası olmayı öğrenirler. Zaten müzik kendi başına ahengi ifade eder.
Etkin müzik eğitimi beyni geliştirir... Sinaps yoğunluğunu ve IQ’yu geliştirir. Müzik sakinleştirir, iyileştirir... Müziğin tüm bu olumlu etkileri, bilimsel araştırmalar ile kanıtlanmıştır.
Osmanlı’da müzik ile tedavi yapan şifahaneler kurulmuş, değişik makamların insan ruhu ve hastalıklar üzerindeki iyileştirici etkileri üzerine çalışmalar yapılmıştır.
2500 yıl önce Pisagor, müziğin önemini anlamış ve müziğe okulunda aritmetik, geometri ve astronomi ile aynı düzeyde önem vermiştir. Bizim kültürümüzde ise zaman içinde binlerce yıllık bu birikime bir şekilde sırt dönülmüştür. Gelişmiş medeniyetler, bilimsel çalışmalar yaparak müzik dehalarını erken yaşta keşfedip geliştirmenin yanı sıra, etkin müzik eğitimi ile daha zeki nesiller yaratmanın ve bunu bir devlet politikası haline getirmenin çalışmalarını yaparken, bizde okul öncesi hala müziğin önemini kavramaktan fersah fersah uzak kalmaktadır. Atalarımız ağaç yaşken eğilir demişler; ama nasıl eğileceği konusunda eğitim sistemimiz malesef pek bir kısır kalmıştır. Okul öncesi eğitime gelecek sayımızda da devam ediyoruz.
Pepee’yi bize, çocuklarımıza bu kadar sevdiren nedir? Diğer çizgi filmlerden ayıran?.. Dillere dolanan şarkıları değil de nedir?
Kaynaklar:
www.ozelokullarderneği.org.tr/sempozyum; Prof. Dr. İsmihan Artan; Hacettepe Üniversitesi What to Expect the Toddler Years; page 449 www.musictogether.com http://kidshealth.org/parent/growth/learning/preschool_music.html http://faculty.washington.edu/chudler
Minik Oğuz doğunca ne değişti? Her şey + Her yeni yıl öncesi bir kostüm telaşı aldı başını gitti... (Sorarım kostüm camiasına; ‘Neden tüm erkek çocuk kostümleri, Spiderman, Superman ve kızlar prenses?..’)
1 yorum:
Merhaba,
Ne kadar da güzel yazmışsınız, ben de bu yıl kızımı gönderdiğim yuvayla ilgili aynı hisleri paylaşıyorum, sürekli daha çok küçükler geri bildirimini alıyorum. Ama oysaki 0-6 yaş karakterlerinin şekillendiği, yeteneklerinin ortaya çıktığı bir dönem. Maalesef bende o kadar araştırmama rağmen erken müzik eğitimiyle ilgili bir yer bulamadım, bu çok üzücü, nasıl yetenekler bu şekilde kayboluyor.
Yorum Gönder