



Tarih : 16 Temmuz 2006; saat 17:00 suları
Mekan : Medeniyetin beşiği Cenevre, Leman Gölü kıyısı, Arap (Arab) İsviçre Bankası’nın köşesi
Gösteri İçeriği: Leman Gölü kıyısındaki ana caddeden kamyon kamyon insanlar geçiyor… Süslenmiş, müzik sistemleri ile donatılmış kamyonlar üzerinde yarı çıplak kızlar, erkekler, yarı çıplağın çok ötesinde travesti zenciler. Bir de şeytanlar var tabi… Kendilerini şeytana benzetme konusundaki başarılarından ve çıkardıkları garip seslerden dolayı kendilerine izninizle katılımcılar arasında özel bir yer vermek istiyorum.
Oldukça para ve emek harcanmış belli. Müzik yayını eşliğinde şeytan arkadaşlar, travesti zenci kardeşlerimiz, Türk erkeklerinin rüyalarını süsleyen sarışın, mavi gözlü Avrupalı genç kızlarımız insanların üzerine bira, prezervatif ve ne olduğunu anlayamadığım; ama tahmin yürütebildiğim bilumum madde fırlatıp kulakları sağır eden techno müzik eşliğinde -örneğin bu gösteri TRT’de yayınlanacak olsa- sansürlük danslar yapıyorlar. Kimi arkadaşlar, fizik derslerinden kaytarmış oldukları çok belli ki, ‘cam şişe atılınca kırılır’ deneyini izleyicilerin üzerine cam şişede bira fırlatarak gerçekleştiriyor. Ve ‘her şey beni bulur’ yasası bugün de işleyip o atılan cam şişe de beni buluyor.
Gösteriyi anlatmaya devam edelim…
İzleyici kitlesi:
Cenevre profili orada diyebiliriz. Bin bir çeşit ve millet insanın yaşadığı, nüfusunun yarıdan çoğunu yabancıların oluşturduğu bu şehirde gösteriyi izlemeye gelenlerin ve bizim gibi yoldan geçerken duranl

Ve hepimiz, -ben dahil- ilgi ile izliyoruz. Ben daha çok kameramın yokluğuna hayıflanıp elimdeki küçük fotoğraf makinası ile çekimler yapıp zoomlayamadığım her kare için hayıflanıyorum.
Her temmuz tekrarlanan bu yürüyüşün toplumsal bilinci geliştirme konusundaki sorumluluk anlayışı ise duyulmaya değer:
‘Alkol ve uyuşturucu kullanımının verdiği zararları minimuma indirme.’
Böylesine önemli bir toplumsal bilinci Cenevre halkına aşılamak ve bu konuda insanları bilgilendirmek için bu kadar emeği yeterli görmeyip bir de bilgilendirici broşürler basılmış.
Kokainden, ekstaziye ve daha adını hiç duymadığım bilumum uyuşturucuyu anlatan broşürler… Maksimum kaç mg alınmalı, sizi kaç dakika sonra uçurmaya başlar, etkisi ne kadar sürer vs, vs, vs…
Peki ne ders çıkar böyle bir yürüyüşün ardından?
Biz uyuşturucu kullanıyoruz; ama zararlarının farkındayız. Limitli kullanmaktan yanayız.
Çek uyuşturucuyu, kendini garip yaratıklara benzet, ne kadar eğlendiğini ve özgür olduğunu göster, kıçın açıkta şortlar giy, halkın önünden övüne övüne geçip reklamını yap. Belediye, sivil toplum kuruluşları, prestijli gazeteler ve radyolar kendileri ile gurur duysunlar: Gençlerin uyuşturucu kullanımını limitleyip, riskleri azaltmaya yönelik böyle coşkulu ve bol katılımlı, rengarenk bir organizasyon düzenlenmesine izin vermişler, katkıda bulunmuşlar, binbir çeşit uyuşturucu maddeyi ayrı ayrı tanıtmak için üşenmemiş kullanım kılavuzu bastırmışlar ve/veya sponsor olmuşlar.
Medeniyetin beşiğinde özgürlüğe, toplumsal kaynaşmaya, hoşgörünün tavan yaptığı bir güne daha tanık olduk.‘Avrupa, medeniyet, hoşgörü sen çok yaşa’ diyerek bitirmeyi düşünürken bu satırları sözü organizasyon sahiplerine bırakmak istiyorum.
Maniak On Board !!!
Bu yürüyüşte bir Türk olarak beni şaşırtan ne?
Onca uyuşturucu, içki, manyaklık diz boyu; kavga, dövüş, itiş, kakış, bağırış, çağırış, izdiham, mizdiham sıfır!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder