4 Aralık 2013 Çarşamba

Erken Yaşta Yüzme Eğitimi... Swimming Education in Early Years...



İyi yüzücülerin olmazsa olmaz özellikleri...Konsantrasyon, dinleme yeteneği ve hedefe yönelik çalışma!


1Erken yaşta yüzme eğitiminin faydaları

Yüzme, tüm temel kas gruplarının kullanıldığı, iskelet sistemini geliştiren, tüm eklemlerin çalıştırıldığı ideal bir spor dalı olmasının yanı sıra, ‘dengeli’ kas gelişimi sağlayan tek spor dalıdır.

Tüm vücudun, uyumlu bir şekilde çalışmasını gerektiren, dolayısı ile mükemmel bir şekilde koordinasyon geliştiren bir spor dalıdır.

Yüzme, gücü arttırırken esnekliği de arttırır.

Kardiyovasküler sistemi en iyi çalıştıran, ilerleyen yaşlarda çıkabilecek pek çok sağlık sorunlarına rağmen hayat boyu yapılabilecek nerede ise tek spor dalı yüzmedir.

Özellikle erken yaşta başlayan ve devam eden yüzme eğitimi fiziği düzgünleştirir.

Omurga eğriliği (skolyozu) olan çocuklar veya büyükler için en ideal spor dalı yüzmedir.

Yaralanmaların da minimum olduğu düşünüldüğünde küçük çocuklar için en ideal spor dalı yüzmedir.

Değişik yüzme tekniklerini öğrenmek ve kullanmak planlama ve sistemli düşünme gerektirir.

Zihinsel gelişimin yanında psikolojik gelişim de sağlar. Özgüven, bağımsızlık, azim duygularının gelişmesini sağlar.

Kazanılan etkin zaman yönetimi ve hedef odaklı çalışma sonucunda minik yüzücüler küçük yaşlardan itibaren sıkı çalışma ve sonuç arasındaki bağı kavrarlar. Böylece yaşam boyu her alanda ihtiyaçları olacak bir farkındalığa sahip olurlar.

Yüzme doğası itibarı ile, agresif ve rekabetçi ortamdan uzak bir şekilde öğrenilen bir spor dalıdır. (Aksi için anne-babaların veya maalesef bilinçsiz spor hocalarının çabaları olmadığı takdirde...)

Öz disiplinin küçük yaşlarda oluşmasını sağlar. Bu da havuz ve deniz sınırları dışında da miniklerimizin hayatı boyunca en çok ihtiyaçları olacak yetkinliklerden biridir.

Yüzmek mutluluk, zindelik verir. (ki buna fazlası ile katılıyorum. Malum okulların tatil olması ile beraber, yaz okulu ve dadı gibi olaylarımız da olmadığı için her gün önümüzde koca bir güne başlıyoruz. Her an da tatile gidemeyeceğimize göre (ki Oğuz hep hep otelde kalmak istiyor...) her günü tatil havasına sokmalı. TV başında bir yaz heba etmemek için değişik değişik aktiviteler bulmalı. Bu demektir ki anne, saat akşamüstü 5-6 olduğunda tükenmiş olur. Ayakta duracak halim kalmadığı bu zaman diliminin muhteşem aktivitesi tüm ailemiz için yüzmek. Kendi havuzu olan küçük bir sitede oturuyoruz. Bizden başka düzenli bir şekilde hiç bir çocuk ve aile bu imkanı kullanmıyor nedense. Hem şaşırıyorum, hem de havuz tamamen bize kaldığı için seviniyorum, ne yalan söyleyeyim.

Ayağını suya sokana kadar yorgunluktan bayılacak olan anne, yüzme ile beraber enerji doluyor. Bu bitkin zaman dilimini böylesine faydalı ve keyifli; hem fazla kilolardan ve sırt ağrılarından kurtaran, hem de Oğuz’u bu kadar mutlu eden bir aktivite ile geçirdiğimiz için hepimiz çok mutlu oluyoruz. Camdan bize bakan çocukları gördüğümde de üzülüyorum ve gerçekten anlayamıyorum. O çocuklar neden şu anda evde veya televizyon başında?..


Yüzme eğitimi nasıl veriliyor?..

Yüzme okulları 6 yaşında öğrenci kabul etmeye başlıyor. Yüzme hocaları 5,5-6 yaşından önce serbest yüzmeye çocukların kaslarının hazır olmadığını söylüyorlar. Yüzme eğitimine başlamak için ise 4 yaş en ideal zaman. Bu yaş grubunda da imkanlar dahilinde derslerin teke tek alınması en ideali.

İlk ders doğru nefes alma, suyun içinde nefes tutma çalışmaları ile başlıyor. Daha ikinci derste nefes tutma, suya dalma ve suyun altındaki ahtapot, köpek balığı, halkalar vs gibi çocuk için cazip oyuncakları havuzun dibinden çıkartma çalışmaları yapılıyor. Her seferinde daha uzağa atılan oyuncakları, baş suyun içinde yüzerek dalıp getirme şeklinde dersler devam ediyor. ‘...Aman Allah’ım Oğuz yüzüyor daha ikinci derste...’ diye mutlu oluyorum. Metin Hoca ‘Tabi biz bu aşamaya daha yüzme demiyoruz...’ diye gülüyor. Üçüncü aşama suyun üstünde durmak... Dalmak ve kafa dik şekilde çıkmak; yeniden nefes almak, tutmak ve yeniden dalmak. Havuzun kenarında elleriyle şap şap, sağ, sol diye tıpkı ritim çalışmalarına benzeyen çalışmalar  yaptırıyor Metin Hoca. Suyun üzerinde durmak için ellerini kullanmayı öğretiyor.  Bunlar, serbest yüzmenin de ilk adımları için gerekli çalışmalar.

Dördüncü derste, normal kulvarda olimpik havuzda bir uçtan diğer uca gidecekmiş Oğuz... ve... suyun içinde dönme, değişik pozisyonlara geçme çalışmaları yapacakmış. Kulvarın uzunluğuna bakıyorum. Anneannemiz olsa gözleri yaşarır ve korku ile çarpar kalbi. Zira ben sadece yutkunmakla yetiniyorum.

Dolayısı ile yüzmek sadece suda çırpınmak değil. Yüzme eğitimi son derece sistemli ve disiplinli bir şekilde, sağlam bir temel ile ellerle verilmeli. Annelerin, babaların da yüzme dersini kenardan izlemesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü öğrenilenlerin bilinçli bir şekilde tekrar edilmesi de ilerleme açısından çok önemli elbette.

Biz Enka’yı ve Metin Hoca’yı seçtik bu konuda. Özellikle öğretmenimizi çok iyi araştırdık. Ve her seferinde çok iyi bir seçim yaptığımızı bir kez daha görüp mutlu olduk.

Evimize çok yakın başka bir yüzme okulu olmasına rağmen neden İstanbul’da bu kadar mesafe kat ediyoruz bir yüzme dersi için?.. Zira pekçok arkadaşımız geçen yıl çocuklarını bu yakın okula götürmüşler ve hemen hepsi benzer olumsuz deneyimleri yaşamışlardı... Havuza anne ya da baba da mayosunu giyip çocuğu ile beraber giriyor. Dolayısı ile çocuklar anne-babanın tepesinde, kucağında, sırtında... Bağımsız olma, birey olma gibi sporun en önemli yan katkılarından birisi yaşanmamış oluyor. Anne-baba suyun içinde... Ne var ki yüzme öğretmeni ıslanmaktan pek hoşlanmasa gerek, mayo bile giymeden havuzun kenarında ‘şöyle tut, böyle tut’ diye anne, babalara komut veriyor. Suyun üstünde kalma çalışmaları da, ‘Çocuğu suya at, bak bakalım neler olacak?’ şeklinde yapılıyor. Çığlık çığlığa boğulma tehlikesi geçirenlere yüzme öğretmeni bir zahmet kenardan boğulmasın diye makarna uzatıyor. Sonuçta arkadaşlar anlatıyor: ‘Denizden, havuzdan çıkmak istemeyen çocuk sudan korkar oldu, banyoya bile çığlık çığlığa girer oldu.’ Olmasa şaşardım. Kardeşim, madem ıslanmak istemiyorsun, yüzme öğretmenliğinden başka meslek mi yok? Birşeyi öğretmek için ‘sevdirmek’ gerek, sistem gerek, çaba gerek.

Sudan korkan çocuk sendromu?

Kimse kusura bakmasın; ama miniklerimiz sudan korkarak dünyaya gelmiyorlar. Aksine zaten anne karnında 9 ay su dolu bir ortamda yaşama başlıyorlar.

Bizler maalesef kendi korkularımızı ve hatta beceriksizliklerimizi çocuklarımıza aktarıyoruz. Doğduğundan beri uygun koşullarda her gün banyo yaptırılan bir bebek sudan korkmaz. Uygun koşullar: Telaşsız bir ortam. Bir küçük bebek küveti, bir derin lavabo, su dolu bir küvet... Bebeği, sakin sakin ılık suya sokup birkaç dakika ellerinizin arasında yüzdürmek. Bizim malesef kendi ön yargılarımız veya telaşlarımız çocuklarımızı sudan korkutup kaçırıyor.

Aynı şekilde denizde de önlemlerimizi almış (güvenli, rahat bir kolluk, kolayca devrilmeyecek bir simit, vs...) veya annenin, babanın güvenli kolları içinde en sevdiği şarkıları söyleyerek, eğlenerek başlayan bir deneyim yaşayan küçük çocuk sudan korkmuyor. Çocuğumuzu deniz ile mümkün olan en erken zamanda tanıştırdığımızda, suda seveceği, eğleneceği ortamı hazırladığımızda hayatımızda su korkusu diye bir kavram olmuyor. Çocuğunuz banyoyu sevmiyorsa, denizden korkuyorsa lütfen hatırlamaya çalışın ilk deneyimi nasıl oldu?.. Banyo keyif ve rahatlama ortamı mı, yoksa zorunlu bir temizlenme savaşı olarak mı zihninde yer etti? Her hatanın bir dönüşü var... Bu olumsuz deneyimi daha fazla geç kalmadan nasıl eğlenceli ve güvenli bir deneyime dönüştürebilirsiniz?..

Tatilden dün döndük. Binbir güzel anı ile... Bol deniz, bol yüzme, Oğuz’un özüne döndüğü bol müzik, bol dans şovları ile... Hava biraz daha az sıcak olsa, bir balık misali sudan çıkmak bilmeyen Oğuz ve baba denizde, kıkır kıkır, fıkır fıkır, ‘We are the champions...’  ile sahili inletirken, anne kıyıda daha çok uyuyabilirdi belki. Belki de sahilin diğer ucundan gelen çığlıklar olmasaydı... ‘Baba, boğuluyoooruuuum, yeter baba, çıkmak istiyorum.’Avaz avaz, göz yaşları ile bir kız çırpınıyor...  İki gün sürdü bu babanın kızına yüzme öğretme (?) çabası. Satırlarımı okumayacağını tahmin ettiğim babaya sesleniyorum. ‘Sudan korkan çocuğu siz yaratıyorsunuz! Bu çocukla vakit geçirmek değil, tatil değil; sadece çocuğa zulüm!’


1Kaynak: njst.usswim.net

Minik Oğuz doğunca ne değişti? Her şey + Yüzmek hayatımızın en dinlendirici sporu oldu.

Hiç yorum yok: