4 Aralık 2013 Çarşamba

Erken yaşta piyano eğitimi Piano education in early years Baby&You Aralık 2013 - Ocak 2014



Şöyle demiştik bu yılın ilk sayısında...

Eminim bugün kimse Chopin’i tanıyor olmazdı; eğer Chopin, küçük çocukların müzik dersinde, el ele tutuşup şarkı mırıldanıp dönmesi ve Kutu Kutu Pense’nin ötesine geçmeleri konusunda hiçbir vizyonu olmayan bir eğitim anlayışına veya anneye sahip olsaydı. Chopin’in dehası keşfedildiğinde bir okul öncesi çocuğu idi...

Oğuz, bu yıl hazırlık sınıfında. Geçen yılın 4+4 vurgunlarındanız. Grubunda tüm okulun en küçüğü; ama kaygılarımızın aksine gayet iyi adapte oldu. Bu yıl gaza gelen anne; yüzme, jimnastik, yaratıcı müzik çalışması yanında Oğuz’u okulda piyano dersine de yazdırdı.

Müzik öğretmelerimiz ile yaptığımız görüşmelerde hep ‘Ailede müzik ile ilgilenen var mı?’ sorusu karşımıza çıkıyor. Müzisyenlerin çoğu, genetik kodun etkili olduğuna inanıyor. Bizim ailemizde her ne kadar profesyonel olarak müzik ile ilgilenen olmasa da, Allah’tan ‘genetik yetenek kodu kriteri’ açısından baba tarafından yırtıyoruz bu bağlamda.

Öte yandan Japonlar’ın ünlü “Suzuki Metodu”nda, “Yetenek Yasası” diye bir kavramdan bahsediliyor. Bu yasaya göre, doğru ve erken yaşta, doğru çevresel ortamda ve doğru müzikal yöntemlerle her çocuk müzik ile eğitilebilir. Burada, müzik eğitimi alan her çocuğun, profesyonel bir müzisyen olabileceği iddiası yok elbette. Her çocuğun, kendi kapasitesi dahilinde müzikle iç içe olmalısı ve eğitim sisteminin de bunu desteklemesi gereğinden bahsediliyor.

Neden Piyano?

Tüm sanatsal aktivitelerin çocuklar üzerinde olumlu etkileri olduğu muhakkak. Piyanonun ise sahip olduğu özel yeri vurgulamak bu sayımızdaki amacımız.


Piyano sadece sanatsal zekayı değil; matematik, fizik zekasını da geliştiriyor. Piyano, son derece matematiksel bir müzik aleti. Piyano klavyesinin yapısı, beynin mantıksal işleyiş kapasitesini arttırıyor. Piyano öğrenen çocuk, gözleriyle, iki farklı sıralanışta yazılmış notaları okuyor. Sol anahtarında yazılmış notaları sağ eli ile çalarken, fa anahtarında yazılmış notaları sol eli ile çalıyor. İlerlemiş bir öğrenci, bu iki sıranın dışında, araya yazılan nota bölümlerini de görüp çalıyor.

Tüm bedenini, ama özellikle omuzdan itibaren üst kolunu, ön kolunu, bileklerini ve parmaklarını koordine ediyor. İki ayağıyla da pedalları kullanıyor. Tahmin edilebileceği gibi bu, beynin koordine ettiği oldukça karmaşık bir işlem.

Piyano eğitiminin okulöncesi çocuklarda önemi oldukça büyük. Amerika’da okulöncesi çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada piyano - IQ (zekâ katsayısı) arasındaki çarpıcı ilişki ortaya koyulmuştur.  Wisconsin Üniversitesi’nden Dr. Frances Rauscher and California Üniversitesi’nden fizikçi Dr. Gordon tarafından iki yıl süre ile okul öncesi çocuklar üzerinde yapılan araştırmaya göre; bu dönemde piyano dersi alan çocuklar, almayanlara göre uzamsal akıl yürütme yetenekleri konusunda %34 oranında daha iyi sonuç almışlardır. 

Doğru eğitmen, doğru yöntem ve doğru materyal...

Piyano, çok emek ve malesef ciddi maliyetleri de beraberinde getiren bir enstruman. Piyanoya başlamak için ideal zaman 4-6 yaş aralığı deniliyor. (Bu demek değil ki 37 yaşındaki anne de oğlu ile beraber piyano çalmaya heves etmiyor.)

4 yaşındaki bir çocuğa ders vermek ile bir yetişkine ve hatta ergene ders vermek tamamen farklı yaklaşımlar gerektiriyor. İyi bir müzisyen, iyi bir piyanist; aynı zamanda iyi bir piyano öğretmeni demek değildir her zaman.

Her konuda olduğu gibi piyano eğitiminde de sistem, objektiflik işe profesyonellik katıyor. Bu noktada bu alandaki uluslararası kurumların sistemleri ve sınavları devreye giriyor.  Bu konuda iki uluslararası kurum var. Royal Academy ve London College of Music. Belli dönemlerde belli merkezlerde tıpkı dil eğitiminde olduğu gibi uluslararası geçerliliği olan sınavlar yapılıyor.

Seçtiğiniz merkezin, piyano öğretmeninin bu iki uluslararası sistemden birine çocuğumuzu hazırlıyor olması, işe profesyonellik getirecektir. İnanın memleketimizde her alanda olduğu gibi piyano eğitiminde de; çok ticari, sistemlerden bihaber ve umursamaz kurumlar veya özel öğretmenler ile karşılaşmak çok da zor değil malesef.

Piyanomuzu seçerken nelere dikkat ettik?

Bir moda akımı olarak düşünmedik piyano eğitimini. ‘Arkadaşlarımızın çocukları piyano çalmayı öğreniyor, bizim ne eksiğimiz var?’ diye yaklaşmadık. ‘Salonumuzda şık gözüksün...’ diye düşünmedik. (...ve hatta piyanomuzu alıp Oğuz’un odasına koyduk.)

Zaten sayfamızı takip edenler bilir. Oğuz’un çok küçüklüğünden beri müzik kulağı olduğunu düşündük. Anne kendisi bu alanda yetenekli olmasa da, yetenekli babamızın da desteği ile Oğuz’u kaliteli müzik ile beslemeye çalıştık. Akşamları reklam sesi, haber gürültüsü olacağına hep müzik sesi oldu evimizde. ‘Klasik müzikten başka bir şey dinlenilmez bizim evimizde!’ diyen bir aile de olmadık. Chopin de çaldık, Zeki Müren de, Queen’in Innuendo’su ile de coştuk; Silifke’nin Yoğurdu ile de; babamız Konyalı olunca Konyalım ile de hep beraber oynadık.

Piyano eğitimi, evde çalışmadan haftada bir, özel ders ile ciddi bir şekilde gidecek bir eğitim değil maalesef. Evimize uzun uzun araştırmalar sonucu bir Alman, akustik duvar tipi piyano aldık. Alman mekanizmalı piyanoların fiyatları biraz daha yüksek maalesef. Fiyat avantajı olsa da Uzak Doğu, piyanonun icat edildiği coğrafya değil sonuçta. Uzakdoğu piyanolarında kullanılan plastik tuşlar, mekanizma; piyanoda o tok, yumuşak, çın çın etmeyen sesi iyi markalarda bile çoğu zaman veremiyor.

Piyano almayı düşünüyorsanız, Bardakçı Kardeşler’e yolunuzu düşürün. Bütçeniz çerçevesinde piyanoları yan yana dinleyin. Aynı melodiyi çaldırın. Tınıları dinleyin. Bardakçı Kardeşler, sizi en pahalı piyanoya değil, ihtiyacınıza ve bütçenize en uygun piyanoya yönlendirecektir.

Burada nacizane tavsiyem, elektronik seçeneklere gidilmemesi. Bunlar, tuşa basıldığında, önceden kaydedilmiş sentetik dijital sesleri veren elektronik çalgılardır. Piyano ise mekanik bir çalgıdır. Tuşlara basılmasıyla harekete geçen kapsamlı bir mekanizmanın ucundaki çekicin, tellere vurmasıyla ses verir. Bu enstruman ile yakınlaşma fırsatı bulamamış pek çok kişi, tuşa basıldığında çıkan sesin sabit ve hep aynı kalitede olduğu yönünde yanlış bir fikre kapılır. Tüm akustik enstrumanlarda olduğu gibi, piyanodan da iyi ses, yani iyi bir ton kalitesi elde etmek bir ustalık ve yıllar süren teknik ve estetik gelişim ister. Sentetik ses veren dijital bir enstruman, özellikle yeni başlayan bir öğrencinin, bu kaliteden haberdar olmamasına yol açar. Bu durum, gerçek bir piyano eğitiminin en önemli unsurlarından birini ortadan kaldırmış olur. Bunun yanı sıra akustik piyanoların tuş ağırlığı yüksektir. Parmakların gelişimine, dolayısı ile ince motor gelişimine çok olumlu katkı sağlar.

Minik Oğuz doğunca ne değişti? Her şey + 37 yaşında piyano öğrenmeye başladım.

Kaynaklar:
e-journal of New World Sciences Academy, 2011, Volume: 6, Number: 3, Article Number: D0064
http://www.creativityinstitute.com/howpianolessonsbenefityoungchildren.aspx


Hiç yorum yok: