15 Mayıs 2017 Pazartesi

El yazısı, eğik yazı; temel harfler, dik yazı! Goodbye to Cursive writing in Turkish Education System, once again!


Milli Eğitim Bakanlığı twitter hesabından duyurdu: ‘Yazma eğitiminde önümüzdeki yıl (2017-2018) bitişik eğik el yazısıyla öğrenim yerine, dik temel harfler kullanılacaktır.’

Ferman el yazısı ise, bütün harfler bitişik ve sağa doğru eğik olacak! Yok ferman, temel harfler ile yazı ise rüzgarda sallanan dallar misali harfler kat’a sağa veya sola yatmadan, elektrik direkleri misali dim dik olacak!

Son 11 yıldır memleketimin minik elleri, bitişik, sağa eğik el yazısı ile yazmayı öğrendiler. Yazı hayatının (kitap, dergi, gazete, internet) tamamına yakını temel dik harflerden oluşurken, okumayı bile illa ki bitişik, sağa yatık el yazısı ile öğrendiler. Bu büyük hedef doğrultusunda milyonlarca yeni hece, hikaye, okul kitabı basıldı. Dik temel harflerle yazılı metinleri şakır şakır okuyarak ilkokula başlayan çocuklar okumuyor kabul edildi.

Merak ediyorum...

2017-2018 eğitim-öğretim yılında cümle hala, ‘Ece teli telle, telle Ece telle, Ece Lal el ele.’ mi olacak acaba? Dün bu cümle 10 kez sağa yatık bitişik el yazısı ile yazılıyordu, bugün de. Yarın dik temel harflerle de aynı cümle mi yazılacak 10 kere acaba, farklı cümle mi?

Zira açıklama şöyle idi: e, c, l ve t harfleri kıvrımlarından dolayı en kolay öğrenilen, en çok kullanılan ve bitişik el yazısında birbirine en kolay bağlanan harfler olduğu için, başlarda sadece içinde bu harfler geçen hecelerin, kelimelerin ve cümlelerin yazılması ve okunması öğretiliyor. Zaman ilerledikçe bu harflere kolay bağlanan sesler ekleniyor.

Anlam kaygısı hak getire! Anlam bağlantısı olmasa da olur, yeter ki yazarken seslerin kıvrımları birbirine kolayca eklene!

Önümüzdeki yıl ne olacak?... Harfler artık özgür, birleşmek zorunda değil! İlkokul 1. sınıftan beklenen kazanımlar, satırdan milimetrik de olsa aşağı veya yukarı kaymamak, harfleri alt ve üst çizgiler arasına illa ki milimetrik sığdırmak mı olacak hala?...

Yoksa bir umut; harflerin şekilleri ile beraber minik zihinler de özgürleşecek mi? Böyle bir plan, proje, istek var mı acaba?... Memleketimin minikleri temel dik harflerle herhangi bir konuda kendi cümlelerini, paragraflarını, hikayelerini, fikirlerini yazmayı öğrenecekler mi 2017-2018 eğitim-öğretim yılında acaba?...

Bahar tatilimizin ilk haftasında babamızın memleketi Konya’ya gittik. Türkiye’de okullar devam ediyordu tabi. Akşamüstü kuzenlerinin uzun uzun ödev zamanından sonra Oğuz kısacık bir süre de olsa onlarla oynamanın keyfini çıkardı. Oğuz’un kuzenlerinin biri 3. sınıfa, diğeri 1. sınıfa gidiyor. Çocuklar ödevlerini yaparken onları izleme, defter ve kitaplarını inceleme fırsatım oldu.

İkisinin de okul çantası kütük gibi. İçerisinde kitaplar, defterler, test kitapları, ek test kitapları...

3. sınıftaki Ceyda, haftasonu bile deneme sınavlarına gidiyor.

Sayfalar dolusu, defterler dolusu yazmışlar ve yazmışlar. Öğretmen okumuş, onlar yazmış. ‘Burada ne anlatıyor?’ diyorum. ‘Bilmem...’ diyor. Ama sayfalar dolusu yazmış ve de inci gibi bir el yazısı ile yazmış.

Test kitaplarını açıyor, testlerini yapıyor. Sonra aynı test sorularını ve tüm şıklarını el yazısı ile defterine geçirip bir de defterinde işaretliyor. ‘Bu neden doğru cevap?’ diyorum. ‘Bilmeeeem...’ diyor.

Kompozisyonu, yaratıcı hikayeyi, ikna metinleri yazmayı, bilimkurgu ya da bilimsel metin yazmayı geçtim... Defterlerinde kendi düşüncesini ifade ettiği bir tek paragraf, kendi kurduğu cümlelerden oluşan bir kaç satır, kendi yaptığı bir tanım, öğrendiği bilgi ile hayatı birleştirdiği bir küçük çalışma yok. Verilen ödev, kitaptaki konu sayfalarını inci gibi el yazısı ile deftere aynen geçirmek. Düşünmekle vakit kaybetmeye gerek yok. Testlerde hızlı olan kazanır.

Kendi çocukluğumu hatırladım. Öğretmenimiz, sosyal ya da fen bilgileri kitabında çizdiği yerleri derste okur, biz de aynı yerlerin altını kendi kitaplarımızda çizer, sonra da ödev olarak defterlerimize yazardık temel dik harfler ile. Milli Eğitim sistemimizin pek çok çocuğuna armağanı nasırlı ve sola doğru biraz yamulmuş bir orta parmaktır zira.  Bizim zamanımızda el yazısı ‘güzel yazı dersi’ adı altında 3. sınıfta öğretilirdi.

Harf Devrimi kabul edileli 89 yıl olmuş... Memleketim hala ilkokullarda yazının hangi tarafa eğik, ne taraftan birleşik, dik mi değil mi olduğunu konuşarak vaktini geçirirmiş. Bir üst uzman kurul kurulmuş. Daha basit, yeni bir el yazısı icat etmek için çalışacaklarmış. Eski bakan onu ister, yeni bakan bunu ister, bir o yana, bir bu yana... Kim bilir bir sonraki bakan ne der?... 

Kıssadan iki hisse...

El yazısı ile hazırlanmış milyonlarca müfredat kitabı, hikaye kitabı ne olacak?... Tabi ki şimdi temel, dik harflerle yenileri hazırlanıp basılacak. ‘O matbaacı ben olmak isterdim.’ demeyen var mı aramızda?

Oğuz ile dün okul dönüşünde arabada konuşuyorduk.
‘Anne, biliyor musun 1. sınıftayken çok komik bir şey olmuştu. Mustafa öğretmene sormuştu. Normal harflerle okumayı-yazmayı ne zaman öğreneceğiz?’ diye. Öğretmenimiz de ‘3.sınıfta!’ demişti.

Ağlanacak halimize gülelim, başka ne gelir elden?...

Hiç yorum yok: