15 Mayıs 2017 Pazartesi

2017-2018 eğitim yılında minikleri neler bekliyor?... What are the expectations from the 2017-2018 education year?


Milli Eğitim Bakanlığı twitter hesabından duyurdu: ‘Yazma eğitiminde önümüzdeki yıl (2017-2018) bitişik eğik el yazısıyla öğrenim yerine dik temel harfler kullanılacak.’ Bakalım Türk çocuğunu 2017-2018 eğitim yılında neler bekleyecek?..

Araştırdım, öğrendim, önemli noktaları paylaşmadan edemedim:

Harflerin gruplardaki yerleri...

Öğrendim ki okuma-yazma eğitiminde alfabe 6 gruba ayrılmış. Örneğin 1. harf grubundaki sesler ‘e, l, a, t’ iken yeni sistemde ‘e, l, a, n’ olmuş. Yani bunlar okunuşu ve yazılışı ilk olarak öğretilecek harf grubu imiş.

Bu bağlamda üzülerek memleketimin sevgili miniklerine duyururum ki ‘Ece, teli, telle, telle Ece telle.’ cümlesini veya benzerlerini defalarca yazmaktan kaçış yok. Bu sefer ‘Ece, nalı nalla, nalla Ece nalla.’ olabilir diye tahmin ediyorum. ‘Daha da yaratıcı cümleler olabilir mi?’ diye merakla bekliyorum. Ayrıca c sesi 5. grupta gözüküyorken nasıl oluyor da bütün cümlelerde Ece karakterinden kurtulamıyoruz. Fransız sistemindeki Alex ve Zoe ikilisinin çakma hali Ece ve Efe karakterlerini her cümleye katma ihtiyacı, 5. gruptaki c sesini ve 6. gruptaki f sesini karakterlerimizin isimlerinde olmalarından doğan torpille, yazı eğitimin başlarına taşıyıvermiş.

Yazılışı değişen harfler... Eskiden kendinden sonraki ses ile birleşirken artık birleşmeyen, eskiden birleşmezken artık birleşen büyük harfler...

f ve r harflerinin yazılışı değişmiş. s ve ş da değişti diyorlar ama baktım baktım değişikliği anlayamadım.

Büyük harflere olmuş olan. Birleşenler birleşmez, birleşmeyenler birleşir olmuş.

‘T çok cool; hiç kimse ile birleşmez!’ derdi Oğuz, el yazısı saatlerini eğlenceli hale getirmeye çalışırken. Şimdi T sesinin artık ‘cool’ olması yasaklanmış, kendisinden sonraki ses ile birleşir olmuş. D, F, N, P, V sesleri ise kendisinden sonraki sese bağlanmayıp tek başına takılan ‘cool’ gruba geçmiş. Sakın ola birleştirme, yanarsın!

Kılavuz çizgisinin boyutları...

Bir de kılavuz çizgisi diye bir şey varmış; onun da boyutu değişmiş. (Dış iki çizgi arası 1,7 cm, orta boşluk 7 mm, üst ve alt boşlukları 5mm olan satır ölçüleri kullanılabilir imiş artık!) Yak eski defterleri, çünkü onlar artık boyut dışı! Aç ihaleleri, bas yeni defterleri!

Yeni harflerin, yeni bağlantı modelleri ile yazılabileceği satır aralarındaki boşluklar böyle iken, Türkiye’nin son PISA 2016 boy ölçüsü 72 ülke arasında 50. sıra olmuş.

Kalem tutuşundaki altın oran...

Dünyanın sıcak ucunda biz ilkokul 3. sınıfta ‘kodlama’ ünitemize geçtik. 6 hafta kodlama ve robotics konularını işleyeceğiz. Fibonacci dizisini öğreniyoruz. Fibonacci dizisinde sayılar kendisinden önceki sayı ile toplanarak devam eder. Bu sayılar birbirleri ile oranlandığında altın orana gittikçe yaklaşan bir dizi elde edilir. Altın oran denilen 1,618 sayısı doğada, sanatta, hayatın pekçok alanında görülen ve estetik ile bağdaştırılan bir sayıdır.

Türk eğitim sisteminde ise başka bir ilginç oran kendini gösterir. Başparmak, işaret parmağı ve orta parmağın kalemle buluşma noktasını belirleyen oran. Bu altın oran, o kadar önemlidir ki okulöncesi ve 1. sınıfın kazanımları arasında vazgeçilmez bir yeri vardır. Her Türk çocuğunun da orta parmak üzerinde bu oranın hesaplama noktasını gösteren bir nasırı vardır.

Pedagogların çocuklarımızın altın yılları olarak adlandırdığı 3-6 yaş arası, bu oran hesapları ile geçer. Kazanım büyüktür; zira Türk insanından başka hiçbir millet doğru düzgün kalem tutmayı bilmez. Çocuklar nasıl rahat ediyorsa o şekilde tutar kalemi.

2018’de kork bizden Singapur!

Yeni müfredat değişiklikleri ile PİSA 2018’de memleketimin atılım planladığı haberini aldığımız için mutluyuz, umutluyuz.

Gözüme çarpanlar... Atatürk’ün doğum yeri, yılı, anne-baba bilgisi gibi bilgilerin küçük beyinler için fazlası ile yeterli olduğu düşünülmüş.

Çocukların hayatında işine yaramayacak bilgiler programdan çıkartılmış. Kurbağanın sindirim sistemi ‘hayat boyu işe yaramayacak bilgiler’ kapsamına örnek olarak gösterilmiş. Evrim teoremi çıkartılmış. Cihad kavramı küçük beyinler için önemli bir kavram olarak düşünülmüş ki ilköğretim programına dahil edilmiş. Bunun yanı sıra 3 yaşından itibaren 15 Temmuz kutlamaları müfredata konmuş. İlkokul 1’den itibaren de konu olarak okutulacakmış.

İnternette şöyle bir gezindim. ‘15 Temmuz Panoları’ diye bir konsept çıkmış. Yüzlerce pano örneği, bu konuda şiir-resim yarışmaları, tiyatro gösterileri almış başını gitmiş.

Anladığım kadarı ile Rönesans’ı hala öğrenmiyoruz; ki Osmanlı’nın çöküşünü hazırlayan faktörler; doğal sınırlara ulaşmak, Yeniçeri isyanları bağlamlarından çok fazla uzaklaşmasın.

Yakın tarihimiz daha ayrıntılı olarak öğretilecekmiş. Ne güzel. Yakın tarihin tarih aralığını öğrenebilir miyiz?... Bu bağlamda Türkiye’nin atlattığı ekonomik krizler programa konmuş. Ama bu krizlerin içinde 2008 krizi diye bir şey yokmuş.

Herkese iyi tatiller... Biz Fransızca Mevlana şiirlerine ve kodlama konumuza dönelim... İslam dersimizin müfredatına Mevlana’yı eklettirmiş olmaktan mutlu olalım.

Hiç yorum yok: